Gaziantep FK-Fenerbahçe Kapışması: Sahada Espri Rüzgarı…
Fenerbahçe’nin sarı-lacivert fırtınası, Gaziantep FK karşısında adeta kasırga etkisi yarattı! Ziraat Türkiye Kupası B Grubu’nda oynanan bu maçta, Fenerbahçe atmosferi zıplayarak 4-1’lik zaferle tamamladı. Fenerbahçe’nin derbi kadrosundan farklı 5 isimle sahaya çıkması, sanki yeni bir sitcom başlatmış gibiydi. Üstelik takımın oyuncularının çokluğu, dandini bir tarafı yokmuş gibi gösterilen oyun tarzıyla birleşince ortaya baş döndürücü bir sahne çıktı.
Mourinho’nun koltuğunun altında kadro zenginliği adeta saklı bir hazine gibi parlıyor. Öyle ki, Fenerbahçe’nin her futbolcusu sahaya bir padişah edasıyla giriyor. Maçta tempo biraz kontrat, pardon düşük olsa da, En-Nesyri’nin dans gösterisi tadındaki golüyle yürekler hopladı. Ancak gelen gol kendisi kadar estetik olmadı.
Hakem Yasin Kol ise saatin tik takları arasında kaybolmuş bir mazi gibiydi. Saha boyunca İstanbul Park’ta yarışan bir Formula 1 arabası gibi değil de, daha çok kafa yormuş bir otobüs yolcusunu andırıyordu. Kol’un performansıysa bizi bir nebze şaşırtmadı, sonuçta montre bir karar karesi! Gaziantep’in penaltı bekleyişi ise dönemeçsiz bir sapaktan öteye gidemedi. Neyse, en azından kimse kırmızı kart özlemi çekmedi!
Gürcan Bilgiç, Mourinho’nun takımın yakışıklı kadrosunda zayıflamış oyuncular için SPA molası verdiğini ve merkezi bozmadan rotasyonunu mükemmel tutmakta usta olduğunu söylüyor. Altı Türk oyuncunun sahada olması da, bir espri gecesi gibiydi. İrfan Can Kahveci, ceza sahasında “Asistlerin Efendisi” unvanını aldı ve Fred ise izleyicilere moleküler gastronomi sunuyor gibiydi: her topa bir tat bıraktı. Ancak Oğuz Aydın sol beki bırakıp sağ bek dile geçerken, yapmadığı işi bırakmadı!
Ve sahada etrafta koşan oyunculardan biri İrfan Can Eğribayat’tı. İkinci yarıda takım bir rahatlık çayı içmiş görünüyordu ama, eğip bükmeden skoru korudu. Sonuç olarak, Fenerbahçe bu maçta potansiyelini sergilerken; Mourinho da yansıttığı disiplinle göz doldurdu. Ancak En Nesyri’nin hediyesi olan gol, resmen pasta üstünde zeytin gibi kaldı. Nihayetinde, kulübede olmayan Livakovic ve kullanılmayan Cenk Tosun’un hikayesi başlı başına bir merak konusu olmaya devam ediyor. Yakında bu hikayenin peşine düşebiliriz!