Guiza’nın Fenerbahçe Macerası: Pişmanlık mı, Parıltı mı?…
Gelin görün ki, rotası bir zamanlar Kadıköy’ün çimlerine düşmüş olan Guiza, İspanya’nın siestalı basınına bir itirafta bulundu. “Ah o günler!” diyor Guiza, “Dünya Kupası’nda pıtır pıtır koşmadığıma mı yanayım, yoksa Betis’imin kucağından düşüp Fenerbahçe’nin kollarına atladığıma mı?” Para deyip taraftarın ‘para-çello’ muhabbetine kurban giden Guiza, hattı zatında pişmanlık denizinde kulaç atıyor.
Futbol topu bir yana, Guiza’nın kalbinin sesi bir yana! Yıllar sonra itiraf ettik de rahatladık diyerek derin bir nefes alan eski yıldız, “Betis’ten gelen oynamanın tadını kaçırmak, boğazımdaki zeytin çekirdeği gibi hâlâ hissediliyor,” diyor. Seni gidi Guiza! Meğer sen İspanyol dramalarında başrol olmaya çalışmışsın da haberimiz yokmuş. Ama futbolun evrensel altın kuralıdır, para her derde deva değilmiş – Guiza’nın tecrübeleri sanırsınız ki top ve duyguların kombosu!
Bu sarı-lacivert masalında Guiza’nın 2008’de başlayan futbol serüveni, 98 maç 35 gol ve 19 asistle noktalanmış. “Hatalar” dersiniz kim demez ki! Ama Guiza’nın dediği gibi, para her zaman mutlu son yazdırmıyor. O yüzden gençler ne yapıyoruz? Kupa yolunda, kalbinizin sesini dinliyoruz!